Acun’un, beynimiz macun yapan dışarıdan ithal çakma programları…
Evlendirme programları, tartışmalarla insanların birbirlerini yediği...
Yaşını başını almış insanların, maymun gibi oynatıldığı izdivaçlar…
Katilleri yakalama çalışmaları, insanları kesme boğazlama teknikleri…
Giyim kuşan stil yarışmaları, çirkefleşme senaryoları…
Tesettürün en erotik halleri bazı programların içinde…
Çıplaklığın çirkinliği, çirkin kıyafetler altında…
Modacılar, kadın kılıklı erkekler, erkek kılıklı kadınlar…
Ağır makyaj, pastel boyalar, kaybolan kişilikler…
Dizi filmler; dört çarpı dört villalarda yaşayan mutsuz zenginler…
Birbirlerini düdükleyenler…
Fakir yavşaklar, hainler…
Karı koca yarışmaları…
Çirkeflikler…
Allah Allah gidenlerin akıl dışı kerametleri merhametleri…
Yavşak gazeteler, gazeteciler, yazeteciler, yaz-etçiler…
Taraflılar tarafsızlar…
Çıkarcı satılıklar…
Çıkarsız satılmadıklar…
İftiralar, kumpaslar…
Cinselliğin farklı sapmaları…
Reklama dönüşen çocuk gelinler…
Uçkura odaklı beyinler…
Sapık, imam kılıklı yobazlar…
Elif’i bilmeden fetva verenler…
Cahiliye döneminden çıkıp gelen kadın düşmanları…
Kadınların onurunu, ayakaltına alan kadınlar…
İçmeden sarhoş dolaşanlar, fetva verenler… Değerlerimizi yok etmek için yeniden yapılandırmalar…
Futbolu her şeyin önüne geçirip, gündemi saptıranlar…
Kimin eli kimin cebinde, sorusuna cevap veremeyen yetkililer…
Kitap okumadan, çok bilenler…
Kurmalı saat gibi tiktak ses çıkaran anlaşılmaz kişiliksiz siyasiler…
Devletten para alıp devlete ihanet edenler…
Osurukla yelken şişirenler.
Bi dediği bi dediğini tutmayan tutarsızlar…
Yavşaklar…
Tavşanlar…
Tilkiler…
Kurtlar…
Sırtlanlar…
…
Her gün birkaç şehit!
“Haberlere de bakamadık ya!”
“Kaç şehidimiz var, bu gün?”
“İki…”
“Azmış ya!”
Kaç terörist ölmüş? Leş yok mu len!
Patlama filan va mı ya?
“Maça baktıkta şu kanalda, ardında da izdivaç yaptık. Haberler kaçmış gitmiş. Patlama mı olmuş! Vah! Vah! Duymadık beya! Hadi gelin iki parti kayıt oyniyem!”
“Evi yanarken saçını tarayan orospular gibi olduk yeminle.”
Haberlere, olup bitenlere değil, Bursalı dedeyle, Balıkesirli teyzenin oyunlarına, evlenip evlenmeyeceklerine taktık kafayı! Bitirdik onları, şimdi sırada ‘Solmaz’ var. Bir ricalim varrrrrrr!!!!” Hanife’nin kaprisleri… Giyimiyle uymayan davranışları, kepazelikleri…
Daha sayayım mı? Sakallı çorapsız zibidiler… Köpekler gibi dalaşmalar… Rakka! Rakka! ‘Oturdum dibek taşına. Sürme çektim kaşıma. Bugün donsuzun ben. Don bulamadım kıçıma.’ Diyecekler yakında.
Bekleyin de görün.
Şimdi Atatürk düşmanları var, abuk sabuk konuşan.
Bekleyin de görün.
…
Nereye gidiyoz ya!(gidiyoruz demek istedim)
Aynen ayakları gözleri olmayan, solucan gibiyiz. Beynimiz macunlaşmış, posalaşmış.
Düşünme ve yorumlama bitmiş.
Yukarıda saydıklarımla, terapiyi tam yapmışlar bize. Uyutma terapileri.
Üçün birini almışız.
Hadi söyleyin?
Nereye gifidiyomurruz ya!
Culup! Culup!
25.07.2018/Kepez
Not:4 yıllık bir yazı.