İnan bana çocuk
Bir sana hayranım,
Birde buluttan habersiz, başına buyruk bir edayla, her defasında kirpiğimin ucuna konan aceleci ilk yağmur damlasına..
Bilirsin işte..
Ne ıskalar, nede ıslatır..
Ama o kapkara bulutun içinde toprakla kucaklaşmak için can atan,
Lakin korku sancılarıyla cebelleşen milyonlarca yağmur damlasına bir cesaret, bir işaret fişeği gibidir o ilk yağmur damlası
Ah çocuk
Şu kirpiğime konan ilk yağmur damlası ve sen..
Ne çok seviyorum sizi ben
Bir bilsen...
Biriniz toprağa düşmeye görsün,
Ardından çakar bir şimşek,
Başlar bir sağnak,
Peşinizde sel olur milyonlar
Coşar mı coşar denizler.
Un ufak eder korkuları,
Tuzla buz eder burçları göğe değen kaleleri
Bir görsen..
Hele yağmurdan sonra gök kuşağının göğsünü gere gere yasaklı renklere bürünmesi yok mu..
Bir yanıyla Mezopotamya,
Öbür yanıyla Anadoluyu resmeder.
Tüm kadim renkler,
Tüm yasaklı diller, sözleşmişcesine omuz omuza raks eder,
Tüm kainat seni ve ilk düşen yağmur damlasını zikreder
Ah çocuk..
İlk atışında karanlıkları yırtan sapanını,
İlk duvara kazıdığın sözü
Bismillah diyerek korkuyla ilk yüzleştiğin anı,
Ve sonunu bilmediğin bir yolda ürkek adımlarla yürürken,
Yaşadığın ilk afilli mucizeleri,
Ne çok seviyorum bir bilsen..
Yani.. Sana olan sevgimi bir tarif edebilsem,
Bir tarif edebilsem çocuk..
Ama illede sen,
İllede kirpiğimin ucuna konan ilk yağmur damlası.
Al işte çocuk..
Bir avucumda yüreğim,
Bir avucumda zemheri gecelerim ve katran karası günlerim.
Şimdilik susuyorum belki ama,
Zemheri kış gecelerimi,
Ve katran karası günlerimi alıp,
Sana yüreğimi bırakıyorum.
Yasaksız, aydınlık güzel günlere...
Barış dolu, kardeşçesine bir yaşama havale ediyorum seni.
Anlından.. anlından öpüyorum çocuk...
24 ağustos 2017
istanbul |
|